Arazi Çalışması - 2011 Tamamlandı
Türk Coğrafya Kurumu üyeleri, coğrafyacılar ve doğaseverlerle birlikte gerçekleştirilen “2011-Doğu Akdeniz Coğrafya Öğretmenleri Arazi Çalışması ve Doğa Eğitimi Gezisi” sonrası kamuoyunu, üyelerimizi ve katılımcıları bilgilendirme, teşekkür ve basın bildirisi mesajı: 18 Temmuz 2011 Pazartesi günü 10.00’da Antakya otogarında başlanan “2011-Doğu Akdeniz Coğrafya Öğretmenleri Arazi Çalışması ve Doğa Eğitimi Gezisi” daha önce hazırlanan programın özüne sadık kalınarak 7’si Türk Coğrafya Kurumu üyesi olmak üzere 17 katılımcısıyla; 25 Temmuz 2011 Pazartesi günü 18.00’de Konya Otogarında kazasız ve sağlıkla başarılı bir çalışmayla sonuçlanmıştır. Bu gezinin temelleri; geçtiğimiz yıllarda yapılan ”2009-COĞRAFYA ÖĞRETMENLERİ İÇ-BATI ANADOLU ARAZİ ÇALIÞMASI” ve ”2010-GÜNEYDOĞU ANADOLU DOĞA EĞİTİMİ GEZİSİ” sırasında atılmıştır. ”Coğrafya yürüyerek yazılır.” ”Herkes bakar, coğrafyacı görür.” ”Her zaman arazi olmak için varım.” gibi sloganlaşmış cümleler, her dönemde edilegelmiştir, edilecektir de... Meslektaşlarımızın ve doğaseverlerin başvurularıyla 17 kişilik bir midibüslük grupla bu arazi çalışmasına çıkılmıştır. Coğrafi meslek yaşamımda 600’ün üzerinde benzer arazi çalışması ve geziler tarafımdan defalarca yapılmasına karşın; 2011 yılı itibariyle oluşturulan ekiple 3200 km katedilmek suretiyle; Antakya-Samandağ-Antakya-İskenderun-Toprakkale-Karatepe-Osmaniye-Adana-Ceyhan-Yumurtalık-Karataş-Mersin-Erdemli-Mersin-Çamlıyayla-Mersin-Silifke-Mut-Ermenek-Başyayla-Hadim-Konya etabı 8 günde geçilerek gerçekleştirilmiştir. Program gereği 1 gece Antakya Öğretmen Evinde, 5 gece Mersin Büyükşehir Belediyesi Macit Özcan Spor Tesislerinde ve son gece Gezende Barajı yakınındaki Zeyve Piknik alanında çadırlı kampta konaklanmıştır. Mersin’den ekibimize biri kaptan 3 doğasever katılmıştır. Çıkılan gezinin koordinasyonu coğrafya öğretmeni ve Doğa Eğitimi Ltd. Þti Yöneticisi (www.dogaegitimi.com’un sahibi Mehmet ZOR) tarafından yapılmıştır. 17 kişilik gezi ekibi; 3 coğrafya öğretim elemanı (1 profesör, 2 yardımcı doçent), 6 coğrafya öğretmeni, 1 coğrafya yüksek lisans öğrencisi ve yaşları 14 ile 61 arasında değişen 7 doğaseverden oluşmaktaydı. Gezinin bilimsel ve teknik bilgilendirmeleri Atatürk Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden Prof.Dr. İhsan BULUT, Mersin Üniversite Eğitim Fakültesi’nden Y.Doç.Dr. Ali MEYDAN ve tarafımdan yapılmıştır. Çalışmanın ağırlığını kıyı ve karst jeomorfolojisi ile kültür ve mutfak coğrafyası taşımakla birlikte, özellikle akarsu topoğrafyasının yanı sıra; volkan, göl, kurak-yarıkurak bölgeler topoğrafyalarını da kapsamıştır. Yer yer uygulamalı coğrafya ön plana çıkmıştır. Farklı morfojenetik bölgelerdeki iklim, bitki, toprak çeşitliliği görülmüştür. Dolayısıyla söz konusu güzergâhtaki kıyıdaki falezler ve plajlar ile ovalık alanlar– plato alanları ve dağlık sahalar ile Akdeniz-İç Anadolu geçişi gözlemlenmiştir. Özellikle Hatay-Osmaniye-Adana-Mersin-Karaman-Konya illerini kapsayan Doğu Akdeniz’deki doğal çevre unsurlarının yanında; 6 il ve 25’in üzerinde ilçe ile birçok belde geçilmiştir. Buralardaki kentsel ve kırsal doku yakından incelenmiştir. Görülen tarihi ve kültürel mekânların da katkılarıyla insan-mekân ilişkisi kurulabilmiştir. Böylece, çalışma programında var olduğu üzere; Amanos Dağları, Asi Nehri flüvyal şekilleri, Samandağ kıyıları ve Asi deltası, Titus Tüneli ve Beşikli Mezar, Amik Ovası ve Gölü, Dörtyol-Erzin kıyı Ovası, Toprakkale, Aslantaş Barajı ve Karatepe Açıkhava Hitit Antik kenti, Mersin kenti, Ceyhan doğusu volkanitleri (Deli Halil volkan konisi ve leçelik alanı), Akyatan ve Akyayan lagünleri, Çukurova, Adana kenti, Eshabı-ı Keyf Mağarası, Tarsus Çayı vadisi, Tarsus kenti, Keşbükü ve Gezende fay aynaları, Çamlıyayla, Sebil-Ayvagediği, Gözne yaylaları, Limonlu (Lamos) Çayı vadisi ve kanyonları, Cambazlı-Adamkayalar kaya kabarmaları, Kızkalesi, Cennet ve Cehennem ile Kanlıdivane karstik çöküntüleri, Silifke Ovası, Paradeniz ve Akgöl lagünleri, Silifke ve Mut kentleri, Göksu Nehri flüvyal şekilleri, Mut ve Hadim yerköprüleri, Gezende Baraj Gölü ve çevresi, Ermenek kenti, Başyayla’da kumtaşlarında gelişmeye başlayan peribacaları ve Hadim, Bademli ve Konya kenti daha detaylı görülüp incelenerek gezilmiştir. Üzerinde yine sayısız yazılar yazılacak, master-doktora tezleri çıkacak ve çok konuşulacak, hatta yine kalemlere sarılıp makaleler yazmamıza, belgeseller çıkarmamıza neden olacak bu gezi de, Türk Coğrafya Kurumu tarafından desteklenen “2009-Coğrafya Öğretmenleri İç-Batı Anadolu Arazi Çalışması” ve “2010-Coğrafya Öğretmenleri Güneydoğu Anadolu Arazi Çalışması” gibi hepimizin hayatında birçok ilkleri barındırmıştır. Öncelikle bu kadar kısa süre içinde; Antakya, Adana, Mersin ve hatta Konya gibi 4 kenti yakından görmek ve tanımak fırsatını yakaladık. Zaman zaman aksamalara neden olsa da programın tamamına sadık kalmaya çalıştık. İhsan Hoca Erzurum’u, Ali MEYDAN hoca ve birkaç doğasever Mersin’i, Derya hocanım Bursa’yı, onların dışındaki katılanların tamamı İstanbul’u temsil ettiler. Ali Meydan hocanın yoğunluğu ve bizlere vereceği destek bilgileri nedeniyle 4. ve 5. günlerin yerini değiştirdik. Belki de daha iyi oldu. Çünkü 24-40°C arasında değişen gece-gündüz sıcaklığına rağmen gezinin 4. gününde 1200 m’lerdeki Çamlıyayla kesiminde 3-4 saat ciddi sağanak altında çalışmamızı yine de sürdürdük. Genelde az bulutlu, kıyı kesiminde yoğun nem ve sıcak hava; yayla kesiminde bizlere zaman zaman sıcaklığın düşmesi ve hafif rüzgarıyla nefes aldırdı. Bu nedenle de gezi güneşli havada sağlıkla tamamlanabildi. Asi Nehri ağzı, Toprakkale, Deli Halil volkanik konisi ve leçeleri üzerinde yürüyüşümüz, tarihi Ermenek evleri arasındaki atılan turlar ve helvaları, neredeyse hemen her öğün yenilen yöreye has tepsi, kağıt, Adana, Urfa kebapları; künefe ve cezerye gibi tatlı çeşitleri, Kızkalesine tekne ile geçişimiz, ama özellikle, Cennete 700 basamakla iniş; çıkarken cehennemi sıcağı yaşayışımız hafızalardan zor silinecektir. Erinç’in “Jeomorfoloji II”de bize kesit ve şekillerle tanıttığı “Mut Yerköprüsü” ve nerdeyse onun kadar harikulade bir başka doğal anıt “Hadim Yerköprüsü” bu gezinin iki flaş lokaliteleri idi. Hani görülmesi gereken ülkemizdeki 100 yerden ikisi denilebilir. Bunlar gibi, daha birçokları geziden geriye kalan ve anılarımıza kazınan uygulamalardır. Çalışmamızın ilk günlerinden itibaren ekibimizi telefonla arayıp moral veren herkese teşekkür ediyoruz. Bunlardan birkaçı ise; Çanakkale Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden Doç.Dr. Evren ERGİNAL ve Türk Coğrafya Kurumu Genel Sekreteri Mesut SÜZER’dir. Kendilerine teşekkür ederiz. Bu arazi çalışmamız sırasında; zaman zaman sahaya inerek farklı objeleri toplama fırsatımız da oldu. Zamanımızı belki de bilinçli harcadık, hatta yer yer otelimize-lokantalara bir-iki saat değil, gece 21.00’den erken giremedik. Toplamda gün içinde 13-14 saatimizi arazide geçirdik, dolayısıyla 16 günlük bir çalışmayı 8 günde tamamlamayı başardık. Bu başarıda aracımızın-konakladığımız tesislerin (kamp yeri hariç) klimalı olmasının yanında; sinirleri alınmış neredeyse arabanın burnunu bizim istediğimiz ve ancak yürüyerek gidebileceğimiz doğasever Erdemli’li kaptanımız Sedat Sırrı’ya borçluyuz. Bu arada birçok kum, taş, çakıl, kayaç, toprak yarmasında ve Başyayla’da 1800-2000 m’lerde Torosların yükseliminin kanıtlarından Miosen deniz fosilleri yatağında durulmak suretiyle katılımcı okullarımızın, hocalarımızın ve doğaseverlerin şahsi taş-toprak-fosil arşivlerinin zenginleşmesi sağlandı. Deli Halil leçelik alanının volkan kayaları ve özellikle bazaltları, Amanos dağlarının ofiyolitleri, Tarsus-Mersin-Erdemli’nin kireçtaşları ve dolomitleri, Ermenek’in marnlı kireçtaşları bunlardan bazılarıdır. Arazi çalışması güzergâhı boyunca orman, maki, otsu formasyonların tüm örnekleri gözlendi ve fotograflandı. Özellikle Akdeniz kıyılarından itibaren Kızılçamların ve makilerin gelişimi ile Toros Göknarının varlığı sahada yerinde gözlendi. Başyayla-Taşkent geçişinde ise orman üst sınırı net olarak görüldü ve sonrasında çayırlar ortaya çıktı. Sayısız tarla ve bağ-bahçede duruldu. İlk günlerde kabuklu fıstık, pamuk ve mısır tarlaları, ardından portakal, limon, mandalina bahçeleri gezildi. Bir muz serası içine girilerek, yetiştirme ortamı yerinde izlendi. Ancak, sıcaklığın 65°C’lere kadar çıktığı nemli ortamda daha fazla durulamayıp 5-10 dakikada dışarı çıkıldığında, dışarıdaki 40 derece sıcaklık bir an için serin geldi. Fasulye, nohut, domates, pirinç tarlaları; zeytin, şeftali, Antep fıstığı bahçeleri ve üzüm bağlarında durularak örnekler yerinde gözlendi. Antakya, Adana ve Mersin’de kent turları yapılarak şehir coğrafyası gelişimi izlendi. İskenderun Demir-Çelik Fabrikası yakından geçilmek suretiyle görüldü. Akkuyu Nükleer Santrali ise güvenlik-koruma altında olduğu için gidilemedi. 1960’larda sıtmaya neden olmasından dolayı kurutulan Amik Gölü ve çevresindeki bataklıklar ve yeni tamamlanan Hatay Havaalanı yerinde görülmekle kalmadı; ova tabanında açılan 27 m’lik bir taş-kum ocağı vasıtasıyla ova dolgusu yakından gözlemlendi. Yine sulu tarımın yanında, kısmen yağmurlama ve damla sulama tekniklerine Doğu Akdeniz’de de artık geçilmişti. Hatay’da Asi Nehri, daha sonra Adana’da Seyhan ve Ceyhan nehirleri, Mersin’de Tarsus, Limonlu (Lamas) çayları ve Göksu Nehri vadileri geçildi. Yaz ortası olması ve geçtiğimiz yılın yağışlı bir dönem sürmesi nedeniyle derelerin kuru yatak halinde olmasına rağmen, nehirlerdeki sular yine kabarıktı. Asi Nehri ve su kanalları kenarında ise kara ve su kaplumbağalarının; Göksu Deltasındaki Paradeniz Lagününün Akdeniz kıyısında Caretta caretta cinsi anaç deniz kaplumbağalarının şovunu hiçbirimiz unutamayız, Nihat hoca da. Buradaki Dalyan’da bulduğumuz güncel istiridyeleri, 2 gün sonra benzerlerinin ancak bu kez fosillerini Gülçin Ayhan Hocanım 2000’lerde bularak öğretmen arkadaşlarına göstermekle kalmadı. Torosların yükselimini de böylece açıkladı. Bunları da fotograflamayı unutmadık. 3200 km’lik karayolu geçişli gezimizin neredeyse önemli bir kısmını otoyolları ve asfalt karayollarını geçmek suretiyle tamamladık. Köy yolları ve karayolu yapım çalışmaları nedeniyle epeyce toz da yuttuk. Osmaniye’de Aslantaş, Mersin’de Göksu Çayı güney kolu olan Ermenek Çayı üzerinde Gezende 1 ve 2 Barajları ve birçok gölet ile sulama kanalları yakından görülerek incelendi. Titus Tüneli, Mağaracık Nekropolü, Toprakkale, Karatepe-Aslantaş Hitit Açık Hava Müzesi, Eshab-ı Keyf Mağarası, Tarsus Antik Roma Yolu ve Kleopatra Kapısı, Cambazlı antik kenti, Adamkayalar, Kanlıdivane antik kenti, Kız Kalesi, Elaiussa Sebaste antik kenti, Alahan Manastırı, Silifke Kalesi gibi ören yerleri gezilerek yakından incelendi. Çevresiyle ilişkisi kurulmaya çalışıldı. Antakya Mozaik Müzesi ve Habib-i Neccar Camisi, Toprakkale, Silifke Kalesi, Namrun Kalesi, Gözne Kalesi gibi mekanlar kültür turizmi bilgilerimizi pekiştirdi. Antakya’da tepsi kebabı ve künefe, Adana’da Adana-Urfa kebap çeşitleri, Mersin’de cezerye ve tantuni, Çamlıyayla’da keçi etinde yapılan tava bölgenin mutfak coğrafyasının önemini ve zenginliğini arttırmaktaydı. İskenderun’da İsdemir, Adana’da BOTAÞ ve Yumurtalık termik santrali, Mersin Limanı ve serbest bölgesi bu çevrede görülebilen başlıca büyük tesislerdi. Zaten bulunduğumuz saha olarak, Türkiye’nin gelişmişlik bakımından 4. büyük ilin olan Adana merkezli sahadaki yatırımlarda yine yerinde gözlendi. Özellikle Adana ve Mersin’deki konut yapımının ciddi olarak hızlanmış olması ilk bakışta hemen dikkatimizi çekti. Milyonu geçen nüfuslarıyla son yıllarda oldukça fazla göç almış ve dikine yükselen çok katlı bir Adana ve Mersin görüldü. Konya ise bir ova kenti konumunu taşıması nedeniyle merkezden çevreye daha fazla yayılma imkanı bulmuştu. Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Hatay, Adana, özellikle Mersin, Konya’da yeni üniversitelerin açılmış olması şehirlerin çehrelerinin daha da geliştiği yerinde izlendi. Ancak sanayi yatırımlarının yanı sıra turizmin ön plana çıkması da görünen bir gerçekti. Ekibimiz hocalarından Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nden Prof.Dr. İhsan BULUT tüm gezide beşeri ve ekonomik coğrafya bakımında oldukça etkili coğrafi açıklamalarıyla tüm dikkatleri üzerine çekti. Ancak 2-3 gününü ekibimize ayırıp, görevi gereği Erzurum’a erken dönmek zorunda kaldı. Mersin Üniversitesi’nden Y.Doç.Dr. Ali MEYDAN ise, Mersin’in yörük ailelerindendi ve sahayı gerçekten çok iyi biliyordu. Yoğunluğu nedeniyle, ancak bir gününü bize ayırabildi. Son iki yılda öğrendiğim dediği bitki coğrafyası bilgisi ve açıklamalarıyla ekibimizdeki tüm doğaseverlerin hayranlığını kazandı. Birçok lokalitede durulmak suretiyle fiziki coğrafya bilgileri, özellikle saha jeolojisi ve jeomorfolojisi ile hidrolojik özellikler ise şahsım tarafımdan aktarılmaya çalışıldı. Mehmet ZOR’un yer yer coğrafi bilgi girdileri ve D.ÇOM beyin arkeolojik katkıları ekibimize renk kattı. www.dogaegitimi.com’un organizasyonunda Türk Coğrafya Kurumu üyelerinin, coğrafyacıların ve doğaseverlerin desteklediği bu faaliyet; İç-Batı Anadolu ve Güneydoğu Anadolu gezilerinden sonra; 3. kez başarıyla tamamlanan iki kurumun birlikteliği sonucu olmuş büyük coğrafi geziler arasında sayılacaktır. 2009, 2010 ve 2011 arazi gezilerine katılan Mehmet Zor, Nihat Yıldırım ve şahsımdan oluşan üçlünün gezi fotograf arşivleri gittikçe zenginleşmiştir. Sadece bu çalışmada ortalama 3000 kare fotograf çekerek döndük. Flaşlar o nedenle sürekli patladı. Kemal Akalın ise, bu gezinin sadece coğrafya öğretmeni ve TCK Yöneticisi değildi. Bu kez profesyonel fotografçı olarak da arazide çok ciddi çalıştı. Þahsen Sırrı ERİNÇ Hocanın lise kitaplarına giren Pülümür vadisi yerlikaya taraçaları fotografıma benzer oluşukları yıllar sonra 1997’de Yenişehir Havzası çalışırken Orhaniye-Düzköy arasında izlemiş ve ortaya çıkarmıştım. Hadim Yerköprüsü kenarındaki Göksu Nehri yerlikaya taraçaları ise sahadaki yer yer 50 m’lik gömülmenin izlerini de bizlere sunuyordu. Bunları da fotograflamayı unutmadık. Hatta bazı katılımcılar (Nihat Yıldırım gibi) çift fotograf makinesiyle gelmişlerdi. Sonuçta, 18-25 Temmuz 2011 tarihleri arasında yaptığımız “DOĞU AKDENİZ COĞRAFYA ÖĞRETMENLERİ ARAZİ ÇALIÞMASI ve DOĞA EĞİTİMİ GEZİSİ”ne katılanların hayatlarında birçok farklı coğrafi ilkler yaşanmış olabilir. Buna seve seve kendimi de katabilirim. Çalışmanın en ilginç ilk üç coğrafi olayını/objesini say deseniz; Erdemli’deki yamacında Adamkayalar kabarmalarının bulunduğu Karyağdı (Mitan) Boğaz vadisi ve gömük menderesleri, Mut ve Hadim yerköprüleri, yöre lezzetlerini hele ki, yaylada yerinde doğasında bir Akdeniz yaz sağanağı altında tatmak beni çok etkiledi. Ekibimizin büyük çoğunluğu ilk defa Doğu Akdeniz’e geliyordu. Neredeyse programda belirtilenlerin hepsini ilk defa görmüş ve yaşamıştık. Bense en son olarak 1977 Þubatındaki sömestr tatilinde değerli hocam Prof.Dr. Metin TUNCEL’in coğrafya 3. sınıf öğrencisiyken bizlere trenle yaptırdığı Adana öğrenci gezisinden sonra güneyde Osmaniye’den daha doğuya geçme fırsatını ancak geçtiğimiz Mart ayında Mersin Üniversitesinde yaptığımız Coğrafya Öğretmenleri Çalıştayı ve arazi çalışması sonucunda görmüştüm. Ancak Karatepe’ye çıktığımda duygularım daha da kabarmış ve halen Karatepe mücadelesini sürdüren o günlerde bizlere lezzetli yemekler de sunan Halet ÇAMBEL hocanın büstüyle karşılaşmıştım. Ancak görüşme fırsatı bulmadık, İstanbul’a gitmişti. Geçen 34 yılda Halet Hoca Karatepe ve çevresinde sadece Hitit anıtlarını bir Açıkhava Müzesine dönüştürmekle kalmamış; Aslantaş Barajının yapımıyla saha bir adatepe reliefine dönüşmüştü. Keza 1977’de yurdunda yattığımız Adana’da tarihi Seyhan Köprüsünün yanındaki Kız Lisesi halen dimdik ayakta idi. Gerçekten, hepimizin bu yaz ortalarında coğrafi bilgilerimize yenileri eklendi. Belki bazılarının ilk uzun doğa gezisiydi, birkaçımızın ise defalarca geçtiği, araştırma-incelemeler yaptığı sahalar ve coğrafi mekânlardı. Hatta bu arazi çalışmasına Kıbrıs’tan katılan 2 yıllık bir coğrafya öğretmeni hanım arkadaşımızın olması ve bir de kendisinin İngiltere’de Sunderland Üniversitesi Coğrafya Bölümünden mezun olması dikkatlerin tüm gezi boyunca Selen Hanım’ın üzerinde olmasına neden oldu. Tüm gezi boyunca tek sıkı not tutan kişi idi. Yaptığımız gece dersinde ise, İngiltere’deki coğrafya öğretimi ve eğitim sistemini bizlere aktardı. Ekibimizle birlikte olan nişanlısı Ahmet ise, tırmanışlarıyla tam bir doğasever olduğunu bizlere gösterdi. 61 yaşındaki gezinin yaşça en büyüğü Birsen Hanım ise; Türk Coğrafya Kurumunun yurtdışı gezilerinin bir müdavimi idi. Memnuniyetini ve teşekkürlerini yol boyunca sürdürdü. Hatta aynı gün Adamkayalar’a, Cennet’e ve Narlıkuyu Mağarasına iniş ve çıkış performansı ile hepimize parmak ısırttırdığı gibi, kimseden geri kalmadı. Yaklaşık bir haftayı aşkın süre yine eşler, çocuklar, hatta belki de sevgililer, aileler geride bırakılmıştı, o nedenle cep telefonları yine hiç susmadı, ÇOM beyinki de… Ceyhan’da köpüklü ayran içmek, Hatay’da tepsi kebabı ve künefe yemek, Harbiye Þelalelerinde karadut ve kayısı molası vermek, Adana’da kebap tatmak, Çamlıyayla’da pide-ayran ile “tava” ismi verilen fırın kebabını yemek, Lamos Çayında ayaklarımızı akarsuda serinletirken Mersinli Fatma Özdemir’in peynirli ve patatesli “sıkma” denilen böreklerini yemek, Zeyve kampı sabahı İstanbul’daki Güllüoğlunu aratmayacak bir sabah kahvaltısı yapmak (şimdilerde “brunch” diyorlar) ve yöre otlarını tatmak, Mersin’de cezeryeler, tantuniler gibi farklı tatları sindirmek –zaman zaman bir kısmımızın midelerine zor anlar yaşatsa da- bunlar; halen hepimizin damağında kalan Anadolu lezzetleridir. Kızkalesindeki tekne turundan sonra adada Akdeniz’e girmek ve konakladığımız Mersin’deki spor tesislerindeki olimpik havuzda yüzmek gezinin ayrı bir tadı idi. Her gezinin memnunları, bir de memnun olmayanları olmuştur ve olacaktır da. İsdemir’i gezemedik, Akkuyu santraline gidemedik. Bu ikisi, kanımca gezinin programı dahilinde uygulanamayan kısmıydı. Ama 10’un üzerinde ekstra saha, zaten doğada kendiliğinden karşımıza çıktı (fosiller, akarsular, lagünler, bataklıklar, fay aynaları, cezeryeler gibi). Onun dışında bu doğa gezisi hem başlangıç ve bitimiyle ortalama 3200 kilometre olsa da; gidişte biz İstanbulluların İstanbul-Antakya etabını (1130 km) otobüsle 14 saatte ve dönüşte Konya-İstanbul hattını (660 km) 9 saatte geri dönüşümüz toplamda geziyi 10 güne çıkardığı gibi, yine toplamda 5000 km’nin üzerinde yol katetmemizi sağladı. Karayollarımız geçilmek suretiyle ulaşılan sahada yapılan tüm etkinliklerle bir ilk niteliğini taşıyordu. Dolayısıyla bir kez daha hepimiz Doğu Akdeniz’de farklı coğrafi ilkler yaşadık. Gülçin Ayhan Hocanımın Ceyhan doğusundaki leçelik alanda volkan bombalarını bulması gibi. Bu vesile ile üçüncüsü başarı ile tamamlanan bu uzun soluklu doğa gezilerinin ve arazi çalışmalarının farklı yörelerde, hatta farklı ülkelerde sürdürüleceği inancı (ki, neden seneye KKTC’de olmasın) coğrafyacılar arasında gittikçe yaygınlaşmaktadır. Buna farklı disiplinlerdeki doğaseverlerin de katılımıyla halka gittikçe genişleyecektir. Doğu Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri gibi iki farklı coğrafi bölgede gerçekleştirilen bu gezi ilk bakışta kebapların yenilip, şalgam sularının içildiği bir “Gurme Turu” gibi algılanmamalı… Sonuçta “Mutfak Coğrafyası” yönünden de, aynı Güneydoğu Anadolu turunda olduğu gibi, Doğu Akdeniz’de de azımsanmayacak bir kapasitenin var olduğu gezi boyunca ekibimiz tarafından da yerinde yöre mutfağı tadılarak görüldü. Hatta İç Anadolu’da Konya’nın etli ekmeği de. Gezinin en küçük bireyi, yine ilk gezideki (İBAAÇ-2009’daki) performansını gösteren Ayça idi. Neticede ilgili valilerimize ve emniyet müdürlerimize; Erzurum’dan kalkıp gelip Mersin’de ekibimize katılan ve geziye renk kattığı gibi, arazi ve teknik bilgisiyle tüm ekibi aydınlatan Atatürk Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. İhsan BULUT’a; Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Y.Doç.Dr. Ali MEYDAN’a, www.dogaegitimi.com’un markalaşması yolunda emin adımlarla çekinmeden yürüyen, ayrıca tüm gezi organizasyonunu yapan, zaman zaman her gezide olduğu gibi 2-3 saat uyuyarak gezi boyunca yine uyumama rekoru kıran Çınar Eğitim Kurumları Coğrafya Öğretmeni ve Doğa Eğitimi Ltd. Þti. Yöneticisi Mehmet ZOR’a; programda olan tüm lokaliteleri gözünü kırpmadan fazlasıyla fotograflayan ve sonrasında tüm ekibimize bunları her defasında sunan Þehremini Anadolu Lisesi Coğrafya Öğretmeni Nihat YILDIRIM’a ve kurumumuz üyeleri ve coğrafya öğretmenlerim; Beşiktaş Anadolu Lisesi coğrafya öğretmeni Kemal AKALIN’a, Kadıköy-İntaş Lisesi coğrafya öğretmeni Gülçin Ayhan ERTEK’e; coğrafya öğretmenleri Bursa-Yıldırım Þ.Jnd.Zeki Burak Okay Lisesi coğrafya öğretmeni Derya KAYA’ya, Gazimagusa Türk Maarif Koleji Coğrafya öğretmeni Selen KARAFERİKLİ’ye; kısacası tüm katılımcı akademisyen, öğretmen ve doğaseverlere, özellikle kurum üyelerimize gerçekten çok teşekkür ediyorum. Desteklerinizle, –zor geçilir/zor gidilir denilen bir sahada- bu doğa eğitimi ve arazi çalışması gerçekleşmiştir. Kaptan Sedat ise performansı ile hepimizin gönlünde bir taht kurmuştur. Çünkü bu gezide gerçekten övgüye değer iki kişi vardı. Bir kaptan; diğeri ise tüm organizasyonu sırtlanan Mehmet ZOR idi. Son andaki 4 arkadaşımızın iptali ise, bizleri gerçekten üzmüştür. Özellikle İstanbul ve İzmir’den katılamayan coğrafya öğretmenlerim inanınız çok şey kaçırdınız. ”Arazi olmak için her zaman varım.” diyorsanız, daha nice coğrafya arazi çalışmalarında ve gezilerinde görüşmek dileğiyle… Kurumumuzun da desteklediği 2012 yaz aylarında yapılacak “Doğu Karadeniz Doğa Eğitimi Gezisi”nde şimdiden oluşturacağım listede yerinizi ayırtmayı lütfen unutmayınız. Sevgiyle kalın. Hoşçakalın. Derin saygılarımla. 26.07.2011 Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Y.Doç.Dr. T.Ahmet ERTEK İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü 34459 Laleli-İstanbul 00 90 535 466 02 03 00 90 212 455 57 00/15767 info@tck.org.tr taertek@istanbul.edu.tr taertek@yahoo.com www.tck.org.tr www.tcd.org.tr TÜRK COĞRAFYA KURUMU ve DOĞA EĞİTİMİ 18 – 25 Temmuz 2011 DOĞU AKDENİZ, COĞRAFYA ÖĞRETMENLERİ ARAZİ ÇALIÞMASI – 2011 PROGRAM 1. Gün: 18.07.2011 Pazartesi 07.00 – 10.00 Antakya Otogarı Buluşma (Gezinin başlangıç noktası:ANTAKYA) 10.00 – 10.30 Otele yerleşme 10.30 – 11.30 Asi Nehri boğazında morfolojik gözlemler 11.30 – 12.00 Samandağ’a geçiş 12.00 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası (Samandağ) 13.00 – 15.00 Asi deltaik ovası (Samandağ) 15.00 – 16.30 Titus Tüneli ve Beşikli Mezar 16.30 – 18.00 Mağaracık Nekropolü 18.00 – 19.00 Antakya’ya geçiş 19.00 – 20.00 Mustafa Kemal Üniversitesi Gezisi 20.00 – 21.00 Antakya’da Akşam yemeği 21.00 - 23.00 Serbest zaman Gece konaklama: Antakya 2. Gün: 19.07.2011 Salı 07.00 Kahvaltı 07.30 – 10.00 Eski Amik Gölü alanında gözlemler 10.00 – 11.00 Belen Geçidi – İskenderun şehir turu 11.00 – 12.00 İskenderun Demirçelik Fabrikası 12.00 – 12.30 İskenderun’dan – Dörtyol’a karayolu geçişi 12.30 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası (Dörtyol) 13.00 – 14.00 Dörtyol-Erzin dağ eteği (piedmont) ovası 14.00 – 14.30 Erzin-Toprakkale geçişi 14.30-16.00 Toprakkale 16.00 – 17.00 Osmaniye-Karatepe–Aslantaş Hitit antik kentine karayolu geçişi 17.00 – 18.30 Kastabala - Karatepe – Aslantaş antik kentinin gezilmesi 18.30 – 20.30 Aslantaş-Osmaniye-Adana-Mersin’e geçiş 20.30 – 21.30 Mersin’de Akşam yemeği 21.30 – 23.00 Serbest zaman Gece konaklama: Mersin 3. Gün: 20.07.2011 Çarşamba 07.00 Kahvaltı 07.30 – 11.00 Ceyhan doğusu volkanikleri (Deli Halil Konisi) 11.00 – 12.30 Ceyhan – Yumurtalık arası delta gözlemi 12.30 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası (Ceyhan Nehri kenarı) 13.00 – 16.00 Akyayan – Akyatan lagünleri, Seyhan Nehri 16.00 – 17.00 Eski Adana (Küçük Saat ve Büyük Saat) 17.00 – 17.30 Adana-Tarsus karayolu geçişi 17.30 – 18.00 St. Paul Kilisesi 18.00 – 20.00 Tarsus Þelalesi (kaya mezarları), Eski Tarsus Evleri, Eshab-ı Kehf, Roma hamamı, antik Roma yolu, Nusret Mayın gemisi, Kleopetra Kapısı, Gözlükule höyüğü 20.00 – 20.30 Mersin’e geçiş 20.30 – 21.00 Mersin’de Akşam yemeği 21.00 – 22.00 Gece dersi 21.30 – 23.00 Serbest zaman Gece konaklama: Mersin 4. Gün: 21.07.2011 Perşembe 07.00 Kahvaltı 07.30 – 12.30 Yayla Turu Gidiş Güzergahı: Tarsus – Ulaş – Keşbükü (Tarsus çayı vadisinden geçilerek, fay hatları ve kanyon vadiler izlenerek), Meşelik, Beylice, Sarıkoyak (Kızılalan Uvalası), Sarıkavak, Çamlıyayla, Namrun Kalesi, Sebil, 12.30 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası 13.00 – 16.00 Dönüş güzergahı: Çamlıyayla, Ergeni, Körmenlik, Kisecik, Böğrüeğri, Değirmendere, Ayvagediği 16.00 – 18.00 Sunturas Þelalesi 18.00 – 19.00 Mersin’e geçiş, Yumuktepe Höyüğü Gezisi 19.30 – 20.30 Mersin’de Akşam yemeği 20.30 – 23.00 Serbest zaman Gece konaklama: Mersin 5. Gün: 22.07.2011 Cuma 07.00 Kahvaltı 07.30 – 12.30 Mersin-Erdemli arasındaki pediment topografyası geçişi ve Seralar ve seracılık, Ayaş, Kanlıdivane (Canytellis, Kanytella antik kenti) ve karstik şekiller, Limonlu (Lamos) Çayı, 12.30 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası 13.00 – 18.00 Kızılgeçit (Lamos Kanyonu ) Cambazlı Antik kenti gezilmesi Adamkayalar - Kaya kabartmaları 18.00 – 18.30 Kızkalesi’ne geçiş 18.30 – 20.00 Kızkalesi’ne tekne ile gidiş-dönüş 20.30 – 21.30 Mersin’de Akşam yemeği 21.30 – 23.00 Serbest zaman Gece konaklama: Mersin 6. Gün: 23.07.2011 Cumartesi 07.00 Kahvaltı 07.30 – 12.30 Cennet ve Cehennem Obrukları ve karstik şekiller Astım Mağarası Susanonoğlu’ndan Göksu Deltasına giriş, Paradeniz ve Akgöl lagünleri ve Dalyan, Kuş gözlem kulelerinden deltanın gözlenmesi, kuş gözlemi Taşucu Amfora Müzesi 12.30 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası 13.00 – 18.00 Mersin Akkuyu nükleer santrali yeri 18.00 – 19.00 Mersin’e karayoluyla dönüş 19.00 – 20.00 Mersin’de Akşam yemeği 20.00 – 22.00 Serbest zaman Gece konaklama: Mersin 7. Gün: 24.07.2010 Pazar 07.00 Kahvaltı 07.30 – 12.30 Silifke Kalesi, Göksu Nehri – Menderes incelemesi, Yenisu Köyü balık fosili tarlası (1100 m) Mut şehir turu, Alahan Manastırı, Mut Yerköprü 12.30 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası 13.00 – 18.00 Ilısu Þelalesi, Zeyve, Baraj Gölü seyiri Görmeli Baraj tüneli geçişi 18.00 – 19.00 Görmeli Baraj gölü kenarında kamp kurma 19.00 – 20.00 Akşam yemeği 20.00 – 23.00 Serbest zaman Gece konaklama: Çadır Kampı 8. Gün: 25.07.2010 Pazartesi 07.00 Kahvaltı 07.30 – 12.30 Ermenek-Başyayla karayolu geçişi: Başyayla ( Peribacaları oluşumları ) Taşkent ( Plato seyiri ) 12.30 – 13.00 Öğle yemeği kumanyası 13.00 – 18.00 Hadim Yerköprü Þelalesi 18.00 – 20.00 Konya’ya karayoluyla geçiş 20.00 – 21.00 Konya’da Akşam yemeği 21.00 – 22.00 Konya Otogarına geçiş ve dağılma (Gezinin bitiş noktası: KONYA) ORGANİZASYON: Coğr. Öğrt. Mehmet ZOR: (0505) 708 83 11 Bilimsel Koordinasyon: Y.Doç.Dr. Ahmet ERTEK (Türk Coğrafya Kurumu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi) (0535) 466 02 03 Prof.Dr. İhsan BULUT (Erzurum-Atatürk Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi) (0505) 644 20 04 VERİLECEK HİZMETLER VE ÜCRET • 27 kişilik midibüsler ile ulaşım (D1-D2 Belgeli araçlarla) • 3 yıldızlı otellerde 7 gece konaklama (Yarım pansiyon) • 8 adet öğle yemeği (kumanya) • Zorunlu seyahat sigortası • Teknik ekipmanlarla arazide uygulamalar • Türk Coğrafya Kurumu 70. Kuruluş Yılı tişörtü • Arazi Çalışması ve Program Kitapçığı • ÜCRET: 900 TL. KULLANILACAK TEKNİK ALETLER 1. Çeşitli ölçeklerde topografya haritaları (1/25.000, 1/100.000 ve 1/250.000) 2. Çeşitli ölçekli Jeoloji Haritaları (1/250.000, 1/500.000) 3. Çeşitli ölçeklerde deniz haritaları 4. Garmin GPS (Konum belirleme) 5. Klizimetre (Eğimölçer) 6. Anemometre (Rüzgâr ölçer) 7. Altimetre (Yükseklikölçer) 8. Barometre (Basınçölçer) 9. Higrometre (Nemölçer) 10. Jeolog pusulası 11. Jeolog çekici 12. pH metre (su ve toprak için) 13. Tuz ölçer DESTEKLEYEN KURULUÞLAR 1. Türk Coğrafya Kurumu (Bilimsel Destek) 2. TÜBİTAK – Bilim Teknik Dergisi (Haber Desteği)